Reklam Alanı

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) dün gerçekleştirdiği haziran ayı Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısının ardından faiz kararını açıkladı. 2021 yılının Mart ayından bu yana faiz indirimi gerçekleştirmeyen ve faizleri kademeli olarak 8,5 seviyesine indirdikten sonra son üç aydır bu seviyede bırakan TCMB, bu toplantıda 650 baz puanlık faiz artışıyla politika faizi olan bir hafta vadeli repo faiz oranını yüzde 15’e yükseltti. Böylelikle gecelik borçlanma faizi yüzde 13,5’e, gecelik faiz oranları ise yüzde 16,5 seviyesine yükselmiş oldu.

Piyasaların karara yönelik beklentisi TCMB’nin 1250 baz puanlık bir faiz artışıyla politika faizini yüzde 21 seviyesine çıkartması yönündeydi. Bunun yanında yabancı finans kuruluşlarından da geniş yelpazede tahminler gelmişti. En temkinli ve karara en yakın tahmini gerçekleştiren kuruluş yüzde 14 ile Standard Chartered olurken; Morgan Stanley yüzde 20, JPMorgan, Bank of America ve Deutsche Bank yüzde 25, Goldman Sachs ise faizlerin yüzde 40 seviyesine çıkacağını tahmin etmişti.

Hafize Gaye Erkan’ın TCMB’nin başına getirilmesi ile birlikte yerli ve yabancı kurumlarda ve piyasalarda oluşan “ortodoks ekonomi politikalarına dönüş” beklentisi, söz konusu kararla hayat bulmuş olsa da, TCMB’nin gerçekleştirdiği faiz artış miktarı beklentinin altında kaldı. Banka, "Kurul, dezenflasyonun en kısa sürede tesisi, enflasyon beklentilerinin çıpalanması, fiyatlama davranışlarındaki bozulmanın kontrol altına alınması için parasal sıkılaştırma sürecinin başlamasına karar vermiştir" ifadesiyle, parasal sıkılaştırmanın gerekçesini açıklarken karar metninde ayrıca para politikasında kademeli bir geçiş olacağı vurgusunu yaptı.

Ancak şunu belirtmekte fayda var ki, TCMB izlediği geçmiş politikalar sebebiyle halihazırda hem yerli hem de yabancı piyasaların güvenini kaybetmiş bir merkez bankası. Piyasaların da TCMB’den daha kuvvetli bir ilk hamle bekledikleri görülmekteydi. TCMB, beklentilerin altında kalan faiz kararına rağmen karar metninde de güçlü ifadeler kullanarak piyasaları ikna etme yoluna gitmedi. Özellikle yabancı finans kuruluşları kararın hayal kırıklığı yarattığını ifade ederken, kimi analistler de TCMB’den beklenen yıl sonu faiz miktarını şimdiden aşağı yönlü revize etmeye başladı.

Çok yüksek bir faiz artışı halinde büyüme ve istihdam rakamlarının sekteye uğrayacağından endişe eden iş dünyası ise beklentilerden daha yumuşak gelen faiz kararını memnuniyetle karşıladı. Fakat genel anlamda, TCMB’ye duyulan güven zaten düşük bir seviyedeyken, bu kararla birlikte önümüzdeki dönemde bankanın özellikle yabancı yatırımcıların gözünde kredibilite kaybı yaşama riskine karşı ve tabii ki enflasyonla etkili şekilde mücadele edebilmek adına, daha şahin bir duruş sergilemesi gerekiyor.