ayata @ birecikinsesigazetesi.com.tr


Reklam Alanı

1960'lı yıllardayız kahvenin müdavimleri yavaş yavaş damlıyor, Kocadölü Memah'in nargilesini şeğirt asker Memet temizledi, nargileye ateş almaya Hovarda Kadir'in fırınına giderken ile iki tarafı kızarmış dırnaklı ekmek ısmarladılar. Kahveci Diyarbakırlı Memet bir cezve acı kahve hazırlayıp sabah namazından gelmiş olanlara birer fırtlık verdi.
Güneş biraz yükselince kolunda içeri girdi, ardından Ağzıkara Ahmet ve Hambal Giller Kadir aynı masaya otuırdular. Kör Behzat Birinci Dünya Harbi'nde büyük kayıklarla Birecik'ten Halep'e buğday götürdüğünü Halep'ten bu tarafa gaz, şeker ve tuz getirirken başından geçenleri tatlı tatlı anlatmaya başladı.
On dakika sonra Kel Osman'la Kırpaç Mahmut geldiler, hemen domino takımını istediler. Kör Bezzat'ın hikâyesi bittiğinde Kel Osman lafı devraldı. Atatürk zamanında katıldığı savaşları anlattı.
Bahçacı Emin Hösin'le Topal Abbas 66 oynamaya başladılar. Palo Mahmut, Kahveci Oğuz, Adil Mahmut ve Terzi Enver gömmeli hoşgin oynamaya tutuştular. Kahvenin önünden Ötele Cemal ile Hamey Bebboran selam verip geçtiler. Berber Ahmet(Gürs), bir çay içimlik Kel Osman'la Kırpaç Mahmut'un dominosunu seyredip kalkıp dükkânına gitti. Bunlar sabah müşterileriydi.
Öğleden sonra Memah Hösin, Köse Tavut ,Necat Erol, Simsar Hasip ve Postacı Muhittin bir ekip kurup gömmeli hoşgine başladılar. Kahvenin önündeki masaya Hapey Hasan, Bakkal Arap(Aykut), Küfküf Zait, Turşu Şıhmüslüm, Siyasi Ahmet ve Cemal Hoca birer demli çay eşliğinde tatlı tatlı sohbet ederken iki küçük (tembihli) çoçuk karşı dükkândaki Salih Gazi'ye, Salih emmi davul tozu var mı deyip kaçtılar, Salih emmi de bastonunu sallayarak küfürü salladı. Zaten amaç da buydu, emmiyi sövdürtmek.
Şeğirt Asker Memet, Navroz Şıho'nun değirmeninden bir kalıp buzu bir telise sarılmış olarak getirdi.Çeyreğini kapının arkasındaki Hobap küpündeki suyu serinletmek için koydu. Geri kalanını buzlu gül şurubu yapmak için ayırdı.
İkindiye doğru işleri bitmiş olan Havlacı Şıho, Sinek Abdullah, Ciğer Abit, Höley Hasan(cipçi) gibi müdavimler soluk almak için Oğuz'un Kahvesine damladılar. Garson Kabadayı Nusrat, bütün müşterilere küfürlü şakalarla çayları tek tek dağıtıyordu.

Evine 3-5 çuval unluk ve burgulu, zahresini koyan bir yıllık geçim sorununu çözmüş sayılırdı. Elektrik, su, telefon, ödenecek hiçbir fatura yoktu. Herkes birbiriyle barışık, kendiyle barışık bir hayat sürüyordu. Çocuklar daha sağlıklıydı.
2000'li yıllar, bu kadar ilerleyen teknoloji acaba neyi getirdi, neyi götürdü?..